Japonya’nın Kyoto kentindeki ATR Hesaplamalı Sinirbilim Laboratuvarları’ndan bilim insanları, insanların rüyalarını kaydedebilmek için çalışmalarını hızlandırdı. Uzmanlar yaptıkları çalışmalar kapsamında, modifiye edilmiş bir manyetik rezonans görüntüleme (MRI) makinesinin yanı sıra bir de elektroensefalogram (EEG) makinesi kullandı.
Çalışma esnasında, üç katılımcı, 10 gün boyunca 3 saatlik zaman dilimlerinde MRI tarayıcısına bağlandı ve uykuları sırasındaki beyin aktiviteleri izlendi. Katılımcıların kafa derilerine bir EEG makinesi takıldı ve beyinlerinde meydana gelen küçük elektrik sinyalleri gözlemlendi.
MRI makinesi ise katılımcının uykusunun farklı aşamalarında, kan akışındaki değişiklikleri görüntüleyecek bir biçimde düzenlendi.
Uzmanlar, bu çalışmada katılımcıların REM dışı uykunun birinci evresine odaklandı ve bu evrenin “hızlı, tek tük halüsinasyonların” görülebildiği, uykuya dalınan ilk birkaç dakikayı kapsıyor.
REM dışı uykunun ilk aşamasına girdikten sonra uyandırılan katılımcılara, rüyalarını anlatmaları istendi. Bu aşama 200 kere tekrarlanırken katılımcıların rüyalarında en sık gördükleri nesneler belirlenerek uyandıktan sonra da bu nesnelerin internetteki görüntüleri katılımcılara, MRI makinesinin içindeyken gösterildi.
Daha sonra bu veriler detaylı bir analiz yapabilmek amacıyla bir yapay zeka programına yüklendi.
Çalışmanın sonunda bilim insanları, katılımcıların rüyalarına ait temel görüntüleri oluşturmayı başararak bu görüntüleri bir videoda birleştirdi. Katılımcılara, rüyalarının nasıl gerçekleştiği sorulduğunda verilen cevaplar, yapay zekanın oluşturduğu video ile eşleşti.
Söz konusu çalışma, algoritmanın bir katılımcının rüyasında ne gördüğünü yüzde 60 oranında tahmin edebildiğini ortaya koyarken belli bir sahnenin detaylarını tanımlayabilmek için daha fazla çalışmaya gereksinim duyulduğu belirtildi.
